Neden Türk İslam Birliği Gerekli?

0
297

Türk-İslam birliği gerekli çünkü tüm dünya acı içinde, müslümanların maruz kaldığı zulüm bitmiyor, aksine artıyor. İşte örnekleri:

Suriye’de 150 çocuk açlıktan öldü

Rusya’nın Suriye planı çerçevesinde aklamaya çalıştığı Beşar Esed, kadın ve çocuk ayırımı yapmadan katliamlarını sürdürüyor. İki yıldır abluka altında olan başkent Şam’a bağlı Doğu Guta bölgesinde 216 kişinin açlıktan hayatını kaybettiği ve bunların 150’sinin çocuk olduğu kaydedildi.

Yeni Şafak gazetesindeki habere göre, salgın hastalık ve gıda yetersizliği nedeniyle abluka altındaki 700 bin kişi ise yaşam savaşı veriyor. Suriye Genel Devrim Konseyinden (SRGC) yapılan açıklamada, uzun süredir rejim güçlerinin kuşatması altında bulunan Şam’ın Doğu Guta bölgesindeki Arbin beldesinde 8’i çocuk 10 kişinin daha açlıktan öldüğü bildirildi.

Kitlesel Ölüm Kapıda

Açıklamada, “Arbin beldesinde hastaların tedavisi için halk ilaç bulamıyor. Bölgede açlık nedeniyle birçok hastalık baş gösterdi. İnsani durum her geçen gün kötüye gidiyor” denildi. İnsani yardımların yapılmaması halinde bölgede “yeni dramların” yaşanacağı kaydedildi. Aktivistler, Aralık ayı başından bu yana çocukların yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitirdiği bölgede, çocuk ölümlerinden kuşatmanın kaldırılması için harekete geçmeyen BM ve uluslararası toplumun sorumlu olduğunu savunuyor.

Toplu Cezalandırma

Yaklaşık 700 bin kişinin çok zor şartlar altında yaşadığını aktaran aktivist Muhammed Selahaddin, “Gıda yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan hastalıkları tedavi edecek ilaç ve imkan yok. Son iki ayda 11 çocuk hayatını kaybetti” dedi. Doktor Avad Süleyman da, “Tüm bunlar, Müslümanları cezalandırmak isteyen Batı’nın ve ABD’nin isteği dışında yapılamaz. Kimsenin bir daha devrimden bahsetmeye cesaret etmemesini istiyorlar” şeklinde konuştu. Suriye’de rejimin 2 yıldır kuşatma altında tutarak her fırsatta bombaladığı Doğu Guta’ya, un ve buğday gibi temel gıda maddelerinin girişine izin verilmiyor. Abluka nedeniyle dış dünyayla bağlantısı tamamen kesilen bölge sakinlerinin, kış mevsimi dolayısıyla soğuktan korunabilmek için sokak ve bahçelerdeki ağaçları kesmek zorunda kaldığı belirtiliyor.

AB’den gecikmiş ambargo

2011’den bu yana yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği Suriye’de Esed rejimine jet yakıtı sağlayan Avrupa Birliği ambargo kararı aldı. AB, kararına gerekçe olarak, Suriye Hava Kuvvetleri’nin ayrım gözetmeden sivilleri hedef almasını gösterdi.  İngiltere’nin Ortadoğu Bakanı Tobias Ellwood, bombardımanlarda ölen sivillerin sayısına dikkat çekerek, ‘’Aldığımız bu önlem sayesinde artık hiçbir AB şirketi Suriye jetlerine yakıt sağlamayacak’’ dedi.

Bir Yılda Yarısı Sivil 76 Bin Ölü

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, 2014 yılında Suriye’deki iç savaşta 76 bin 21 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Gözlemevi’ne göre ölen sivillerin sayısı ise 33 bin 278 olarak belirlendi.

Ölen siviller arasında ayrıca 3 bin 501 çocuk bulunuyor.

Birleşmiş Milletler tahminlerine göre ise, Suriye’de iç savaşın başlangıcından bu yana 191 bin kişi kişi öldü. Ancak aktivistlere göre gerçek rakam bunun çok üzerinde.

Suriye’de ölenlerin sayısı her geçen gün artarken ülkede milyonlarca kişi de evinden oldu ve büyük kısmı komşu ülkelere sığındı.

Uluslararası Af Örgütü, iç savaşın sürdüğü Suriye’den kaçan sığınmacıların ‘yükünün’ Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bölge ülkelerinin üzerine yıkıldığını, zengin ülkelerin üzerine düşeni yapmadığını açıklamıştı.

4 milyonu aşkın sığınmacı

Örgüt resmi rakamlara göre sayıları 4 milyona ulaşan sığınmacıların ‘sorumluluğunun’ Türkiye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır’ın üzerine bırakıldığını vurguladı.

Rapora göre Almanya dışındaki tüm Avrupa ülkeleri, komşu ülkelerde yaşayan sığınmacıların yalnızca yüzde 0.17’sini ağırlamayı taahhüt ederken; Rusya, Çin ve Körfez ülkeleri bu konuda hiçbir şey yapmıyor.

Mart 2011’den bu yana devam eden çatışmalar ve iç savaşta ülkedeki insani durum her geçen gün daha da kötüleşiyor.

Birleşmiş Milletler, 12,2 milyon Suriyeli’nin yardıma ihtiyaç duyduğunu açıkladı. Temmuz ayında 10,8 milyon olan yardıma muhtaçların sayısı 4 ayda 1,4 milyon arttı.

İnsani durum felaket boyutuna çok uzun zaman önce ulaşırken, ülkede iç savaşı sonlandıracak bir siyasi çözümün de yakın zamanda hayata geçmesi mümkün gözükmüyor.

Yemen’de 2014’ün Bilançosu: 7 Bin Ölü

Yemen’de 2014 yılında 7 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Bu sayının, Yemen’de 2011 yılında meydana gelen halk ayaklanması sırasında ölenlerin sayısının üç katı olduğu belirtiliyor.

Yemen’de 2011 yılında meydana gelen halk ayaklanmasıyla birlikte Ali Abdullah Salih rejimi devrilmişti. Yemen’de meydana gelen çatışmaları ve ülkedeki iç karışıklığı analiz eden Arapça bir rapor yayınlandı. Raporda yer alan bilgilere göre, halk ayaklanması sırasında binlerce insan hayatını kaybetti. Bu süreçten sonra Yemen’deki iç karışıklık devam etti. Geçtiğimiz yıl çatışmalar ve bilanço en yüksek seviyesine ulaştı.

Yemen’de 2014 yılı boyunca meydana gelen çatışmalarda ölenlerden en az bininin asker, 5 bininin de Husi milisi olduğu kaydedildi. Yemen ordusunun hareket alanının yüzde 70’inin Husilerin kontrolü altında olduğu belirtiliyor.

Uygurlara Cami Kotası

Çin’in Doğu Türkistan’a uyguladığı akıl almaz yasaklara yenileri eklendi. Sakal bırakmayı ve başörtüsü takmayı yasaklayan Çin rejimi, şimdi de camilere kota getirdi. Türkistan’daki Müslümanlar sadece Çin’in belirlediği camilerde namaz kılabilecek. Namaz sonrası dua etmek ve amin demek de yasak oldu.

Çin, zulmü altındaki Doğu Türkistan’da yasaklara her gün yenileri ekleniyor. 1 Ocak’ta Müslümanların işyerleri ve resmi kurumlarda namaz kılmayı yasaklayan Çin devleti, yasaklara uymayan yüzlerce Uygur’u hapse attı. Çin’in İslam karşıtlığı bunlarla da sınırlı değil. Uygurlara yönelik cami kimliği uygulaması dayatan hükümet, kartı olmayan kişilerin camiye girmesine izin vermezken, namazın ardından dua etmeyi ve amin demeyi de yasakladı.

Cami Kartı Uygulaması

Namaz kılmanın yasak olduğu Uygur Türklerine cami giriş çıkışlarına ise sınırlama getirildi. Çin’de bulunan Dini İşler Komitesi’nin uygulamaya başladığı “cami kartı” ile her Uygurlunun gideceği cami hükümet tarafından belirlendi. Cami kartı almak isteyen vatandaşlar önce emniyet, istihbarat gibi kurumların denetiminden geçerek uygun görülmesi halinde kimliği alabiliyor. Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Seyit Tümtürk “Devlet, cami kimliği olup da camiye gelmeyenleri sen nasıl olur da bizim tayin ettiğimiz imama biat etmezsin diye vatandaşlara ceza uyguluyor” dedi.

Kart Yoksa Namaz Yasak!

Sadece kimlikte yazılı olan camilerde namaz kılabilen vatandaşlar, farklı camiye girdiği takdirde cezai yaptırımla karşı karşıya kalıyor. Çin’de yasaklar bunlarla bitmiyor. Camilerde kılınan namazların ardından dua etmek ve amin demek de yasak. Sadece namaza değil başörtüsü gibi dini simgelere de yasak getiren Çin, sakal bırakan ve başörtüsü takanlara da üç yıl hapis cezası vermeye başlamıştı. Cuma hutbesine de yarım saat sınırı getiren yasakçı hükümet sadece kendisinin belirlediği hutbenin okunmasına izin veriyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here